GÜLÜMSE
Gülümse sevgilim
Çünkü sen gülümsersen
Güller açar katran dolu bağrımda
Çünkü sen gülümsersen
Kaybolur serseri bakışlarım
Öyle mahmur bir şekilde dolaşırım etrafta
Sen gülümse
Dudaklarının gölgesinde dinleneyim
Bir şarkı söyle sevgilim
Ay ışığında sesini dinleyeyim
Çünkü gecelerim dudaklarınla güzel
Çünkü gecelerin en güzeli gözlerinde
Sen gülümsersen
Yakıcı bir mutluluk iner boğazımdan
Ve güneşe baktığımda gözlerim hiç yanmaz
Ve param hiç bitmez
Ve seni hep severim
Gülümse sevgilim
Sen hep gülümse
M.S.Ç
4 Kasım 2018 Pazar
20 Ağustos 2018 Pazartesi
GAZETE KAĞIDI
Birden geliyor aklıma gözlerin, hatırlar mısın birbirimize o uzun soluklu bakışlarımızı?
Soluğum kesilirdi
Yine kesiliyor, aklıma gelince gözlerin,
Bir akşam vakti ortasındayım şehrin
Otobüs bekliyorum, bir anne çocuğunu avutuyor, ağlamamasını bekliyor, çocuk ağlıyor, seyyar saatçi karşısındaki adama laf anlatıyor, alsa da gitse diyor içinden, adam almıyor, saatçi bekliyor, herkes birini bekliyormuş gibi bakıyor etrafa
Ben otobüsü bekliyorum
Sen gelmezsin biliyorum
Bir akşam vakti ortasındayım şehrin
Mevsim yaz
Hafif bir rüzgar okşuyor tenimi, kuru yapraklar uçuşuyor, ama yaz, ama uçuşuyor, kocaman ağaç yetemiyor tüm yapraklarına, kopup gidiyor bazıları, bak uçuşuyor hışırtılı hışırtılı, kocaman ben yetemiyorum bazı anılara, uçup gidiyor, sesini unutmaya başladım, duymadım nicedir, karışmış gitmiş -hışırtılara-
Bir akşam vakti ortasındayım şehrin
Yüzüm asık, yamalı asfalta bakıyorum, genç kız kısık sesle müzik dinliyor, genç kız bana bakıyor, ben ona -yamalı yamalı- bakıyorum, sevgilim genç kız sana benziyor, bakamıyorum, yüzüm düşse de yüzün düşmüyor beynimden, genç kız yürümeye başlıyor, seviniyorum
Bir akşam vakti ortasındayım şehrin
Şehir güvercinleri dükkan önünü yıkayan esnafın suyundan içiyor, esnaf puşt, bilerek ıslatıyor kuşları, denize ilk girişim geliyor aklıma, iskeledeyim, babam kollarını açmış, atla oğlum, ben korkuyorum, babam atla diyor, atlıyorum, boğuluyormuş gibi hissediyorum babam kollarıyla sarıyor beni, rahatlıyorum, hatırlar mısın sevgilim sevdanın denizinde çırpınışlarımı, nasıl da atmıştım kendimi o derin sulara,
kimse tutmadı elimden, boğuluyorum, biliyorsun
Bir akşam vakti ortasındayım şehrin
Bir gazete kağıdı bale yapar gibi uçuşup duruyor, bir sağa bir sola, büyük bir heyecan kaplıyor içimi, arabalar hızla geçiyor, nereye gidiyor tüm bu insanlar, gazete kağıdı tam önüme düşüyor, eğiliyorum yavaş yavaş, nefesim tamamen kesildi, otobüs geldi, çocuk ağlamayı bıraktı, saatçi bu gün çok kazandı,
rüzgar diniyor, çöpçü tüm yaprakları temizledi, genç kız geri geldi, esnafın suyu kesildi, bir gazete kağıdı tam önümde, ah kör olsaydım diyorum sevgilim
Bir gazete kağıdı
Bir gazete kağıdı
Ölümünü yazıyor
Bir akşam vakti ortasındayım şehrin
Şehir güvercinleri dükkan önünü yıkayan esnafın suyundan içiyor, esnaf puşt, bilerek ıslatıyor kuşları, denize ilk girişim geliyor aklıma, iskeledeyim, babam kollarını açmış, atla oğlum, ben korkuyorum, babam atla diyor, atlıyorum, boğuluyormuş gibi hissediyorum babam kollarıyla sarıyor beni, rahatlıyorum, hatırlar mısın sevgilim sevdanın denizinde çırpınışlarımı, nasıl da atmıştım kendimi o derin sulara,
kimse tutmadı elimden, boğuluyorum, biliyorsun
Bir akşam vakti ortasındayım şehrin
Bir gazete kağıdı bale yapar gibi uçuşup duruyor, bir sağa bir sola, büyük bir heyecan kaplıyor içimi, arabalar hızla geçiyor, nereye gidiyor tüm bu insanlar, gazete kağıdı tam önüme düşüyor, eğiliyorum yavaş yavaş, nefesim tamamen kesildi, otobüs geldi, çocuk ağlamayı bıraktı, saatçi bu gün çok kazandı,
rüzgar diniyor, çöpçü tüm yaprakları temizledi, genç kız geri geldi, esnafın suyu kesildi, bir gazete kağıdı tam önümde, ah kör olsaydım diyorum sevgilim
Bir gazete kağıdı
Bir gazete kağıdı
Ölümünü yazıyor
M.S.Ç
14 Haziran 2018 Perşembe
KUM SAATİ
Gizli yerlerinden kırılmış
Bir kum saatiydi benim hayatım
Ne zaman bir şey yaşayacak olsam, vakit doldu, eve hep geç geldim ve bunu anneme hiç açıklayamadım
Gizlice zaman kaçıran, bir yerlerinden
Gittikçe zamanı daralan
Bir kum saatiydi benim hayatım
Hep sonradan fark ettim,yalnızlığımı, kırgınlığımı, aslında hep geç kaldığımı
Hep kaçırdım, söylenmesi gereken sözlerin zamanını, otobüsü, telefon faturamın son ödeme tarihini, sigaramın aslında bittiğini; parmağım yanınca anladım
Ne zaman bulutları fark edip derin düşlere dalmak istesem
Yağmur başladı
Ne zaman bir kuş cıvıltısı duyup ağaçlara baksam, çoktan kış mevsimi olmuş, bütün kuşlar göç edip gitmişlerdi, ne zaman seni düşünsem, seni düşünsem sevgilim
Sen çoktan gitmiştin.
O umursamaz zannettiğin tavırlarım var ya, hani o uzun bekleyişler, hiç bitmesini istemediğimiz o sohbetlerin aniden bitmesi, tam da şu an zaman dursun dediğimiz an yarın olması...
Hepsi bundan
Gizli yerlerinden kırılmış
Bir kum saatiydi benim hayatım
Ne zaman uyumak için kafamı yastığa koysam çoktan gün doğmuş; sabah olmuştu, üşüdüğümü fark edip üzerimi örttüğüm o soğuk gecelerde, hasta uyandım sabahlara
Gizli yerlerinden kırılmış
Bir kum saatiydi benim kalbim
Umudum gün geçtikçe bir yerlerden hep döküldü, anlamsız bakışlar, sessiz saatler, sensiz geçen o günler, bir rüzgar olup savuruyordu umutlarımı dört bir yana
Toplayamadım
Toplayamadım yere dökülen o kırık bardakların cam parçalarını ve kalbimin kırıklarını
Eğildim ama hepsinin üzerine; ellerimi uzattım
Çok keskinmiş o kırıklar, parmaklarım kanadı
Gizlice kırgın bir insandım ben
Hiç anlatamadım
Ay ışığını ne kadar sevdiğimi, hiç bahsedemedim aynaya baktığımda ne gördüğümü, hiç anlatamadım gecelerimin ne kadar karanlık geçtiğini, hiç anlatamadım seni, sevgilim, saçlarının rengini, gülümsemenin ne kadar güzel olduğunu, yüzündeki o ifadenin kalbimde nasıl yer ettiğini,
seni ne kadar sevdiğimi
Anlatamadım
Sustum, sustum ve sigara içtim öyle sessizce
Şarkılar dinledim, şiirler yazdım, senden bahsettim, ağladığımda hep yok bir şey dedim, söyleyemedim
Gizli yerlerinden kırılmış
Bir kum saatiydi benim ruhum
Bulutlara kadar yükselmek istedim, rüzgar olup dalgalandırmak; saçlarını, gizli gizli dokunmak; ellerine, ağladığında sen hiç fark etmeden silmek; gözyaşlarını, ve sevdiğimi söyleyebilmek; delice
Bedenim ruhumun hapishanesiymiş
Yapamadım, anlatamadım...
M.S.Ç
Gizli yerlerinden kırılmış
Bir kum saatiydi benim hayatım
Ne zaman bir şey yaşayacak olsam, vakit doldu, eve hep geç geldim ve bunu anneme hiç açıklayamadım
Gizlice zaman kaçıran, bir yerlerinden
Gittikçe zamanı daralan
Bir kum saatiydi benim hayatım
Hep sonradan fark ettim,yalnızlığımı, kırgınlığımı, aslında hep geç kaldığımı
Hep kaçırdım, söylenmesi gereken sözlerin zamanını, otobüsü, telefon faturamın son ödeme tarihini, sigaramın aslında bittiğini; parmağım yanınca anladım
Ne zaman bulutları fark edip derin düşlere dalmak istesem
Yağmur başladı
Ne zaman bir kuş cıvıltısı duyup ağaçlara baksam, çoktan kış mevsimi olmuş, bütün kuşlar göç edip gitmişlerdi, ne zaman seni düşünsem, seni düşünsem sevgilim
Sen çoktan gitmiştin.
O umursamaz zannettiğin tavırlarım var ya, hani o uzun bekleyişler, hiç bitmesini istemediğimiz o sohbetlerin aniden bitmesi, tam da şu an zaman dursun dediğimiz an yarın olması...
Hepsi bundan
Gizli yerlerinden kırılmış
Bir kum saatiydi benim hayatım
Ne zaman uyumak için kafamı yastığa koysam çoktan gün doğmuş; sabah olmuştu, üşüdüğümü fark edip üzerimi örttüğüm o soğuk gecelerde, hasta uyandım sabahlara
Gizli yerlerinden kırılmış
Bir kum saatiydi benim kalbim
Umudum gün geçtikçe bir yerlerden hep döküldü, anlamsız bakışlar, sessiz saatler, sensiz geçen o günler, bir rüzgar olup savuruyordu umutlarımı dört bir yana
Toplayamadım
Toplayamadım yere dökülen o kırık bardakların cam parçalarını ve kalbimin kırıklarını
Eğildim ama hepsinin üzerine; ellerimi uzattım
Çok keskinmiş o kırıklar, parmaklarım kanadı
Gizlice kırgın bir insandım ben
Hiç anlatamadım
Ay ışığını ne kadar sevdiğimi, hiç bahsedemedim aynaya baktığımda ne gördüğümü, hiç anlatamadım gecelerimin ne kadar karanlık geçtiğini, hiç anlatamadım seni, sevgilim, saçlarının rengini, gülümsemenin ne kadar güzel olduğunu, yüzündeki o ifadenin kalbimde nasıl yer ettiğini,
seni ne kadar sevdiğimi
Anlatamadım
Sustum, sustum ve sigara içtim öyle sessizce
Şarkılar dinledim, şiirler yazdım, senden bahsettim, ağladığımda hep yok bir şey dedim, söyleyemedim
Gizli yerlerinden kırılmış
Bir kum saatiydi benim ruhum
Bulutlara kadar yükselmek istedim, rüzgar olup dalgalandırmak; saçlarını, gizli gizli dokunmak; ellerine, ağladığında sen hiç fark etmeden silmek; gözyaşlarını, ve sevdiğimi söyleyebilmek; delice
Bedenim ruhumun hapishanesiymiş
Yapamadım, anlatamadım...
M.S.Ç
12 Haziran 2018 Salı
SERZENİŞ
Damlaya damlaya göl olur demiş bir ata
Anlamıyorum bir damla bir göle nasıl erişir
Masmavi bir gölüm ben, muhtaç mıyım sence bir damlaya?
Lakin su damlası bile olmayan bir damla, gelmiş, göle girecek?
Ah damla ah, lütfen git! Suyumu bulandırma...
Damlaya damlaya göl olur demiş bir ata
Anlamıyorum bir damla bir göle nasıl erişir
Masmavi bir gölüm ben, muhtaç mıyım sence bir damlaya?
Lakin su damlası bile olmayan bir damla, gelmiş, göle girecek?
Ah damla ah, lütfen git! Suyumu bulandırma...
4 Mayıs 2018 Cuma
SANDIKLARIM
Hava göz bebeklerin kadar kara
Yalnızım o gecede
Bir hal var bende
Yüzüm teninin renginde, bembeyaz
Kafamın içinde bir uğultu
Ayrılmayız sanmıştım
Ayrılıyoruz
Ellerim, ellerimin damarlarından
Ayrılık sözleri akıyor
Umursarsın sanmıştım
Umursamıyorsun
Son sözler söyleniyor
Neden söylenir o son sözler
Bilmezdim
İçinden gelirmiş insanın
Öğrendim
Son olmaz sanmıştım
Sonmuş
Yalnızım o gecede
Yüreğimi saç tellerin sarmış
İçim sıkılıyor
Boğazım
Boğazıma kokun takılmış
Nefeslerim daralıyor
Dışarı atıyorum kendimi
Ellerin gözlerimde kalmış
Doluyor gözlerim
Ağlarım sanmıştım
Ağlayamadım
Girdim içeri sadece
Son bir kez dedim
Son bir kez bakayım fotoğraflarımıza
Açtım o eski sandığı
Yazıların ilişti gözüme
Kaçırdım
Buldum o en güzel fotoğrafımızı
Hani birbirimize baktığımız
Baktım,baktım...
Ağlamam sanmıştım
Ağladım
Neyse dedim
Kader
Sıkıştırdım o kadar anıyı, acıyı
Beynime
Televizyonu açtım sadece
Bir sigara yaktım
Kafamı dağıtayım dedim serserice
Kafamı dağıtırım sanmıştım
Tümüyle dağıldım
Şaşırdım ne yapacağımı
İçimde uzay boşluğu
Bir kitap aldım elime, uzandım
Okurken uyurum
Sabaha bir şey kalmaz sandım
Uyuyamadım o gece
Sabaha anılar kaldı
Neyse dedim
Geçer
Günler, aylar, yıllar geçti
Geçmedi
Yüreğim inanmıyor
Ama beynim
Beynim gözlerime hep etrafı sorgulatıyor
Bazen yolum değişiyor
Bazen o olsaydı burdan geçerdi diyorum
Çok büyükmüş Ankara’nın sokakları
Karşılaşırız sanmıştım
Olmadı
Her gün kendimi kandırdım
En kahpe yalanlarla
Sonra bir ses
Bir park
Bir rüzgar
Bir yüz
Bana seni hatırlattı
Unuturum sanmıştım gülüm
Unutamadım
M.S.Ç
Hava göz bebeklerin kadar kara
Yalnızım o gecede
Bir hal var bende
Yüzüm teninin renginde, bembeyaz
Kafamın içinde bir uğultu
Ayrılmayız sanmıştım
Ayrılıyoruz
Ellerim, ellerimin damarlarından
Ayrılık sözleri akıyor
Umursarsın sanmıştım
Umursamıyorsun
Son sözler söyleniyor
Neden söylenir o son sözler
Bilmezdim
İçinden gelirmiş insanın
Öğrendim
Son olmaz sanmıştım
Sonmuş
Yalnızım o gecede
Yüreğimi saç tellerin sarmış
İçim sıkılıyor
Boğazım
Boğazıma kokun takılmış
Nefeslerim daralıyor
Dışarı atıyorum kendimi
Ellerin gözlerimde kalmış
Doluyor gözlerim
Ağlarım sanmıştım
Ağlayamadım
Girdim içeri sadece
Son bir kez dedim
Son bir kez bakayım fotoğraflarımıza
Açtım o eski sandığı
Yazıların ilişti gözüme
Kaçırdım
Buldum o en güzel fotoğrafımızı
Hani birbirimize baktığımız
Baktım,baktım...
Ağlamam sanmıştım
Ağladım
Neyse dedim
Kader
Sıkıştırdım o kadar anıyı, acıyı
Beynime
Televizyonu açtım sadece
Bir sigara yaktım
Kafamı dağıtayım dedim serserice
Kafamı dağıtırım sanmıştım
Tümüyle dağıldım
Şaşırdım ne yapacağımı
İçimde uzay boşluğu
Bir kitap aldım elime, uzandım
Okurken uyurum
Sabaha bir şey kalmaz sandım
Uyuyamadım o gece
Sabaha anılar kaldı
Neyse dedim
Geçer
Günler, aylar, yıllar geçti
Geçmedi
Yüreğim inanmıyor
Ama beynim
Beynim gözlerime hep etrafı sorgulatıyor
Bazen yolum değişiyor
Bazen o olsaydı burdan geçerdi diyorum
Çok büyükmüş Ankara’nın sokakları
Karşılaşırız sanmıştım
Olmadı
Her gün kendimi kandırdım
En kahpe yalanlarla
Sonra bir ses
Bir park
Bir rüzgar
Bir yüz
Bana seni hatırlattı
Unuturum sanmıştım gülüm
Unutamadım
M.S.Ç
2 Mayıs 2018 Çarşamba
MAKTUL
Gözlerim ne anlatıyor size
Nelerden bahsediyor solgun yüzüm
Suskun zamanlardayım artık
Dilimde yalnızlığım
Ay ışığında kağıdıma yansırken kalemimin melul gölgesi
Hani en suskun olduğum zamanda
Hani şehirde birkaç ışık kalmışken
Hep anlattım sanmıştım
Bilmezdim
Derin derin sustuğumu
Gözlerim dolardı
Bazen saçlarımı yolardım
Bir yağmur başlardı
Şehrin en güzel yerinde
Ben bu yağmurlarda çok gezdim
Ben bu yağmurların yıprattığı çocuğum
İşte suskunluğum da
Hep bu yağmurlarda başladı
Hep bu yağmurlarla aktı gözyaşlarım
Hiç bilmezdim
İnsan asıl sustuğu zaman koparmış en keskin çığlıklar
İçimde
Ta derinde
Hiç bilmezdim
Kaptırmışım kendimi bu boktan yaşantıya
Yaşayacak vaktim yokmuş sanırım benim
Hiç bilmezdiniz
Öyle göz göze geldiğimiz gülüşler
Ah içime içime sustum
Ah çok ağladım ben be
Gözümden tek damla yaş düşmedi
Ben bir maktul
Her sabah uyandığımda
Ya da sadece kalktığımda
Yüzümde hep aynı ifade
Hep aynı günler
Hep aynı gece
Bilmezdim
Ve inanmazdım da
Hiçbir şey düzelmeyecek
Ben bir maktul
Akşam olunca evine giden
Metroya binen
Kitap okuyan
Sigara içen
Çiçek koklayan
Nefes alan bir ölüyüm ben
Ben bir maktul
Katilim sizsiniz
Hepinizin o telaşları
Sahte gülüşleriniz
Anlamamazlıktan gelmeleriniz
Bakışlarınız
Boşluğunuz
Göz yummalarınız
Hepsi öldürdü beni
Bilmezdiniz
Gözlerim ne anlatıyor size
Nelerden bahsediyor solgun yüzüm
Suskun zamanlardayım artık
Dilimde yalnızlığım...
M.S.Ç
Gözlerim ne anlatıyor size
Nelerden bahsediyor solgun yüzüm
Suskun zamanlardayım artık
Dilimde yalnızlığım
Ay ışığında kağıdıma yansırken kalemimin melul gölgesi
Hani en suskun olduğum zamanda
Hani şehirde birkaç ışık kalmışken
Hep anlattım sanmıştım
Bilmezdim
Derin derin sustuğumu
Gözlerim dolardı
Bazen saçlarımı yolardım
Bir yağmur başlardı
Şehrin en güzel yerinde
Ben bu yağmurlarda çok gezdim
Ben bu yağmurların yıprattığı çocuğum
İşte suskunluğum da
Hep bu yağmurlarda başladı
Hep bu yağmurlarla aktı gözyaşlarım
Hiç bilmezdim
İnsan asıl sustuğu zaman koparmış en keskin çığlıklar
İçimde
Ta derinde
Hiç bilmezdim
Kaptırmışım kendimi bu boktan yaşantıya
Yaşayacak vaktim yokmuş sanırım benim
Hiç bilmezdiniz
Öyle göz göze geldiğimiz gülüşler
Ah içime içime sustum
Ah çok ağladım ben be
Gözümden tek damla yaş düşmedi
Ben bir maktul
Her sabah uyandığımda
Ya da sadece kalktığımda
Yüzümde hep aynı ifade
Hep aynı günler
Hep aynı gece
Bilmezdim
Ve inanmazdım da
Hiçbir şey düzelmeyecek
Ben bir maktul
Akşam olunca evine giden
Metroya binen
Kitap okuyan
Sigara içen
Çiçek koklayan
Nefes alan bir ölüyüm ben
Ben bir maktul
Katilim sizsiniz
Hepinizin o telaşları
Sahte gülüşleriniz
Anlamamazlıktan gelmeleriniz
Bakışlarınız
Boşluğunuz
Göz yummalarınız
Hepsi öldürdü beni
Bilmezdiniz
Gözlerim ne anlatıyor size
Nelerden bahsediyor solgun yüzüm
Suskun zamanlardayım artık
Dilimde yalnızlığım...
M.S.Ç
26 Mart 2018 Pazartesi
SARILSAK
Özgürlük parkındayım
İçim sana esir
Görmüyorsun ama
Yüzüm sana dönük
Artık bu şehrin tüm ışıkları sönük
Bir sen varsın, kandil gibisin
Gözlerin, gönlümü kamaştırır sevgilim
Bakma bana heyecanlanırım
Sarıl sadece yüreğim ışısın
Yaklaş bana ellerimi tut
Ah o duruşun sevgilim
Ah o mıh gibi ellerin
Ah o ok gibi kirpiklerin
Hiç anlamadan saplandılar kalbime
Savaşa uymaz bu yaptığın
Ben habersiz bir çocuğum karşında
Ellerimde papatyalar
Tek silahım onlar
Ama sen içime işliyorsun
Kalbime dolmuşsun
Tüm vücuduma yayılıyorsun
Başım dönüyor karşında
Ellerim titriyor
Orada olmasan bile oradasın artık
Halüsinasyonlar görüyorum
Seni, her yerde seni görüyorum
Girdin bir kere bedenime
Senden kaçamıyorum
Sen bilincim
Sen bilinçaltım
Sen nefesim
Sen gerçeksin
Sen gerçeğimsin
Saklamıyorum bak söylüyorum
Sen geçmişim, sen geleceğimsin
Ah saçların sevgilim
Sarılsam sana saçların örtse bizi
Kurtarır mı beni
Bu soğuk, kirli dünyadan
Sen olsan dünyam
Sadece sen
Hiç uyanmam bu rüyadan
İçimde bir mutluluk hüzünle karışık
Ve uykularım yüzünle düzensiz
İki kişiliğim artık
Biri ben
Biri de kalbimdeki sen
Bahar var Ankara’da
Ve kalbimde
Çiçekler açmaya başlamış yavaş yavaş
Lale, papatya, defne, leylak
Ve sen
Sen, kalbimde açan en güzel çiçek
Seninle anladım baharın güzelliğini
Seninle anladım güneşi,
Serçelerin ötüşünü
Sana akar kalbimdeki bu ırmaklar
Solmayacaksın sen, solmazsın
Heyecanım güneş olur
Mutluluğum su
Solamazsın
Büyü içimde çiçeğim
Sar her yanımı
Ellerimi, saçlarımı, sakalımı, kulaklarımı, dudaklarımı
Yalnız sen ol ellerimin dokunduğu
Yalnız sen ol ağzımdan çıkan her hece
Yalnız senin sesin olsun duyduğum
Sen ol, yalnız sen, her gecem
Ah sevgilim
Herkesten farklı olsak seninle
Günün doğuşunu değil
Ayın batışını seyretsek
Hesaplamasak her şeyi
Yaşasak öylesine
Umarsızca
Kim ne der demesek seninle
Utanmasak, sarılsak
Sarılsak, sarılsak, hep
Sarılsak
M.S.Ç
Özgürlük parkındayım
İçim sana esir
Görmüyorsun ama
Yüzüm sana dönük
Artık bu şehrin tüm ışıkları sönük
Bir sen varsın, kandil gibisin
Gözlerin, gönlümü kamaştırır sevgilim
Bakma bana heyecanlanırım
Sarıl sadece yüreğim ışısın
Yaklaş bana ellerimi tut
Ah o duruşun sevgilim
Ah o mıh gibi ellerin
Ah o ok gibi kirpiklerin
Hiç anlamadan saplandılar kalbime
Savaşa uymaz bu yaptığın
Ben habersiz bir çocuğum karşında
Ellerimde papatyalar
Tek silahım onlar
Ama sen içime işliyorsun
Kalbime dolmuşsun
Tüm vücuduma yayılıyorsun
Başım dönüyor karşında
Ellerim titriyor
Orada olmasan bile oradasın artık
Halüsinasyonlar görüyorum
Seni, her yerde seni görüyorum
Girdin bir kere bedenime
Senden kaçamıyorum
Sen bilincim
Sen bilinçaltım
Sen nefesim
Sen gerçeksin
Sen gerçeğimsin
Saklamıyorum bak söylüyorum
Sen geçmişim, sen geleceğimsin
Ah saçların sevgilim
Sarılsam sana saçların örtse bizi
Kurtarır mı beni
Bu soğuk, kirli dünyadan
Sen olsan dünyam
Sadece sen
Hiç uyanmam bu rüyadan
İçimde bir mutluluk hüzünle karışık
Ve uykularım yüzünle düzensiz
İki kişiliğim artık
Biri ben
Biri de kalbimdeki sen
Bahar var Ankara’da
Ve kalbimde
Çiçekler açmaya başlamış yavaş yavaş
Lale, papatya, defne, leylak
Ve sen
Sen, kalbimde açan en güzel çiçek
Seninle anladım baharın güzelliğini
Seninle anladım güneşi,
Serçelerin ötüşünü
Sana akar kalbimdeki bu ırmaklar
Solmayacaksın sen, solmazsın
Heyecanım güneş olur
Mutluluğum su
Solamazsın
Büyü içimde çiçeğim
Sar her yanımı
Ellerimi, saçlarımı, sakalımı, kulaklarımı, dudaklarımı
Yalnız sen ol ellerimin dokunduğu
Yalnız sen ol ağzımdan çıkan her hece
Yalnız senin sesin olsun duyduğum
Sen ol, yalnız sen, her gecem
Ah sevgilim
Herkesten farklı olsak seninle
Günün doğuşunu değil
Ayın batışını seyretsek
Hesaplamasak her şeyi
Yaşasak öylesine
Umarsızca
Kim ne der demesek seninle
Utanmasak, sarılsak
Sarılsak, sarılsak, hep
Sarılsak
M.S.Ç
24 Mart 2018 Cumartesi
BİR GARİP AYRILIK
Hava soğuk. Bir rüzgar, dağıtıyor saçlarını
susmuşuz, her şey susmuş
bir sessizlik kaplamış dudaklarını
dudakların
ellerin
gözlerin
her şeyin sona erdiği bu zaman üstü dilimde
dolmuş gözlerin
neden?
neler oluyor etrafta
umurumda değil
bir beklenti var ikimizde de
nedir?
boşver
baksana, sigaram bile susmuş
bana anlatamadıklarını
susmuyorsun, yanılıyorsun
biliyorum, bakma bana öyle
anlıyorum
ben mi?
ben anlatmam
hani hep derdin ya gözlerin neden bu kadar donuk diye
susuyordum sadece
karşı karşıyayız
ama ikimiz de başka yerlerdeyiz
şimdi ben soruyorum
neden?
neden insanlar
yüreği dolduğu zaman kaçar başka gözlerden?
hep içime doldurdum ben
bu sessiz zamanları
şiir diye döktüğümü sanıyorum
ama susuyorum
ama anlatamıyorum
gitmiş bütün serçeler hava fazla soğuk
konuşsana
ne konuşayım?
konuş
ben konuşmam serçeler gitmiş
bir köpekler kalmış
dünya ne kadar garip değil mi?
insanlar, hepsinde bir kaygı var
değiştirme lafı
ne olacak
ne ne olacak? gideceksin
istediğin de bu değil miydi?
git hadi
kalkarsın ayağa
gözlerine bakamam
yürürsün yavaşça
gözlerim buğulanır gözyaşlarımla
kapatırım
susarım
hava soğuk, bir rüzgar ah, dağıtır saçlarını
ince ince kar yağmaya başlar
benzersiz saçlarına
benzersiz kar taneleri
ilişir yavaş yavaş
gidersin
nefeslerimde bir türkü
içimde sen
dolar içime o anda bütün bir dünya
nefeslerim hızlanır
ellerim titrer
sigaram yere düşer
basmam üzerine
kar taneleri örter üstümü
başım önde
içim buruk
kafamı kaldırırım
gidişin
hayır inanmıyorum
gönlüm inanmıyor
gidiyorsun
gitme
gidiyorsun
saçların
ah saçların
ah yürüyüşün sevgilim
görürüm ya gidişini
işte ben o zaman
ölürüm
silinir ya her şey bir anda
sigaram konuşmaya başlar ya bir anda
saçlarımı yolarım ya bir anda
bir serçe konar ya yanıma bir anda
işte
ben
o
zaman
ölürüm...
M.S.Ç
Hava soğuk. Bir rüzgar, dağıtıyor saçlarını
susmuşuz, her şey susmuş
bir sessizlik kaplamış dudaklarını
dudakların
ellerin
gözlerin
her şeyin sona erdiği bu zaman üstü dilimde
dolmuş gözlerin
neden?
neler oluyor etrafta
umurumda değil
bir beklenti var ikimizde de
nedir?
boşver
baksana, sigaram bile susmuş
bana anlatamadıklarını
susmuyorsun, yanılıyorsun
biliyorum, bakma bana öyle
anlıyorum
ben mi?
ben anlatmam
hani hep derdin ya gözlerin neden bu kadar donuk diye
susuyordum sadece
karşı karşıyayız
ama ikimiz de başka yerlerdeyiz
şimdi ben soruyorum
neden?
neden insanlar
yüreği dolduğu zaman kaçar başka gözlerden?
hep içime doldurdum ben
bu sessiz zamanları
şiir diye döktüğümü sanıyorum
ama susuyorum
ama anlatamıyorum
gitmiş bütün serçeler hava fazla soğuk
konuşsana
ne konuşayım?
konuş
ben konuşmam serçeler gitmiş
bir köpekler kalmış
dünya ne kadar garip değil mi?
insanlar, hepsinde bir kaygı var
değiştirme lafı
ne olacak
ne ne olacak? gideceksin
istediğin de bu değil miydi?
git hadi
kalkarsın ayağa
gözlerine bakamam
yürürsün yavaşça
gözlerim buğulanır gözyaşlarımla
kapatırım
susarım
hava soğuk, bir rüzgar ah, dağıtır saçlarını
ince ince kar yağmaya başlar
benzersiz saçlarına
benzersiz kar taneleri
ilişir yavaş yavaş
gidersin
nefeslerimde bir türkü
içimde sen
dolar içime o anda bütün bir dünya
nefeslerim hızlanır
ellerim titrer
sigaram yere düşer
basmam üzerine
kar taneleri örter üstümü
başım önde
içim buruk
kafamı kaldırırım
gidişin
hayır inanmıyorum
gönlüm inanmıyor
gidiyorsun
gitme
gidiyorsun
saçların
ah saçların
ah yürüyüşün sevgilim
görürüm ya gidişini
işte ben o zaman
ölürüm
silinir ya her şey bir anda
sigaram konuşmaya başlar ya bir anda
saçlarımı yolarım ya bir anda
bir serçe konar ya yanıma bir anda
işte
ben
o
zaman
ölürüm...
M.S.Ç
18 Mart 2018 Pazar
GEÇİRSEM ZAMANI
Geçirsem zamanı sevgilim
Kollarının arasında
Kollarının arasına alsan beni
Değer mi yüreğim
Yüreğine
Geçirsem zamanı sevgilim
Parklarda bahçelerde
Seninle
Papatyalar taksam saçlarına
Papatyalar taksam
Saç tellerini bile incitmeden
Geçirsem zamanı sevgilim
Hayallerinin arasında
Bir düş olsam gönlünde
Yeter bana
Bir düş olsam gönlünde
Geçirsem zamanı sevgilim
Yanlız seninle
Gecem de gündüzüm de sen olsan
Yanlız sen
Geçmiyor zaman sevgilim
Sen olmadan
Ölü şiirler yazıyorum
Sen olmayınca
Ben değil şiirlerim bile
Ölüyorlar
M.S.Ç
12 Şubat 2018 Pazartesi
BİR ŞİİRDEN FAZLASI
Kaldırımdaki su birikintisi olmuşum.
Sen çukursun, ben sana dolmuşum.
Rüzgarlar var beynimde, uçup gidiyor anılar.
Yalnızlığımı gizleyemiyor, gözlerimdeki çalılar.
Oysa bir zamanlar su diye içtiğim sendin.
Hatırımdan bir an olsun çıkmazdı ellerin.
Şimdi geçti hepsi; büyük bir ateştin,söndün.
Çünkü bizi kendi ellerinle öldürdün.
Islatsın bu yağmurlar çirkin yüzümü.
Gözyaşlarımı gizleyemem başka türlü.
Gece bitmek üzere uyusam neye yarar?
Kafamı yastığa koysam, her yanımı düşünce sarar.
Sanma bendeki sessizlik nevi şahsına münhasır.
Böyleyim artık; sözlerimin hepsi birer sır.
Toplayamazsın artık, sevgimiz darmadağın.
Keşke aklıma gelen bir şiirden fazlası olsaydın.
M.S.Ç
Kaldırımdaki su birikintisi olmuşum.
Sen çukursun, ben sana dolmuşum.
Rüzgarlar var beynimde, uçup gidiyor anılar.
Yalnızlığımı gizleyemiyor, gözlerimdeki çalılar.
Oysa bir zamanlar su diye içtiğim sendin.
Hatırımdan bir an olsun çıkmazdı ellerin.
Şimdi geçti hepsi; büyük bir ateştin,söndün.
Çünkü bizi kendi ellerinle öldürdün.
Islatsın bu yağmurlar çirkin yüzümü.
Gözyaşlarımı gizleyemem başka türlü.
Gece bitmek üzere uyusam neye yarar?
Kafamı yastığa koysam, her yanımı düşünce sarar.
Sanma bendeki sessizlik nevi şahsına münhasır.
Böyleyim artık; sözlerimin hepsi birer sır.
Toplayamazsın artık, sevgimiz darmadağın.
Keşke aklıma gelen bir şiirden fazlası olsaydın.
M.S.Ç
6 Şubat 2018 Salı
Duymayacak mısın
Sokak köpekleri başladı havlamaya
İzmaritlerle doldu kül tablam
Kelimelerim üşüyor
Gün doğuyor
Dönmeyecek misin?
Yenecek tırnak kalmadı parmakta
Üstelik titremesi de durdu ellerimin
Kısık sesim yansıyor mısralara
Bir ateş oldun yaktın beni
Sönmeyecek misin?
Alıştı yalnız kuşlar bu halime
Kediler bakmıyor yüzüme
Köpekler de havlamıyor artık bana
Herkes sustu
Konuşmayacak mısın?
Hava soğudu ayaz var Ankara'da
Aramız kadar soğuk dışarısı
Aman sıkı giyinesin üstünü
Sevgim ısıtmayınca
Üşümeyecek misin?
Renkleri soldu güllerin
Parlamıyor ışıklar
Söndü bütün sokak lambaları
Ay ışığında seni arar gözlerim
Görmeyecek misin?
Uzaklardasın biliyorum
Çok uzaklardasın
Sözlerim ulaşır mı gökyüzüne
Sana bir şiir yazdım bu gün
Duymayacak mısın?
M.S.Ç
Sokak köpekleri başladı havlamaya
İzmaritlerle doldu kül tablam
Kelimelerim üşüyor
Gün doğuyor
Dönmeyecek misin?
Yenecek tırnak kalmadı parmakta
Üstelik titremesi de durdu ellerimin
Kısık sesim yansıyor mısralara
Bir ateş oldun yaktın beni
Sönmeyecek misin?
Alıştı yalnız kuşlar bu halime
Kediler bakmıyor yüzüme
Köpekler de havlamıyor artık bana
Herkes sustu
Konuşmayacak mısın?
Hava soğudu ayaz var Ankara'da
Aramız kadar soğuk dışarısı
Aman sıkı giyinesin üstünü
Sevgim ısıtmayınca
Üşümeyecek misin?
Renkleri soldu güllerin
Parlamıyor ışıklar
Söndü bütün sokak lambaları
Ay ışığında seni arar gözlerim
Görmeyecek misin?
Uzaklardasın biliyorum
Çok uzaklardasın
Sözlerim ulaşır mı gökyüzüne
Sana bir şiir yazdım bu gün
Duymayacak mısın?
M.S.Ç
5 Şubat 2018 Pazartesi
Sessizliğin uçurumundayım.
Bağırsam,
Duyar mısınız sesimi?
Kalabalık caddede yalnızım.
Konuşsam,
Dinler misiniz beni?
Kaçıp gidesim var buralardan.
Koşsam,
Tutar mısınız beni?
Bulutlarda dolmuş yağmurum.
Yağsam,
Bakar mısınız gökyüzüne?
Karların arasında kalmış serçeyim.
Üşüsem,
Örter misiniz üstümü?
Ben salıncaktaki sokak çocuğu.
Düşsem,
Kaldırır mısınız yerden?
Dolmuş içime hüzün, dopdolu.
Ağlasam,
Siler misiniz gözyaşlarımı?
Bir derdim var amansız. Anlatamıyorum.
Anlatsam,
Anlar mısınız beni?
M.S.Ç
Bağırsam,
Duyar mısınız sesimi?
Kalabalık caddede yalnızım.
Konuşsam,
Dinler misiniz beni?
Kaçıp gidesim var buralardan.
Koşsam,
Tutar mısınız beni?
Bulutlarda dolmuş yağmurum.
Yağsam,
Bakar mısınız gökyüzüne?
Karların arasında kalmış serçeyim.
Üşüsem,
Örter misiniz üstümü?
Ben salıncaktaki sokak çocuğu.
Düşsem,
Kaldırır mısınız yerden?
Dolmuş içime hüzün, dopdolu.
Ağlasam,
Siler misiniz gözyaşlarımı?
Bir derdim var amansız. Anlatamıyorum.
Anlatsam,
Anlar mısınız beni?
M.S.Ç
23 Ocak 2018 Salı
Gözlerindendir bu sessizlik gülüm
Sevdadandır derseler, aldırma sen
Sen benim suskun yanımsın sevgilim
Sevdadan yek mahvolur elgin beden
Sen gülümsersin ve güller mest olur
Kirpiğinden yankılansın ses tonum
Saçlarından tek düzen alt üst olur
Tut elimden sev, benim olmaz sonum
M.S.Ç
Sevdadandır derseler, aldırma sen
Sen benim suskun yanımsın sevgilim
Sevdadan yek mahvolur elgin beden
Sen gülümsersin ve güller mest olur
Kirpiğinden yankılansın ses tonum
Saçlarından tek düzen alt üst olur
Tut elimden sev, benim olmaz sonum
M.S.Ç
Bilinmez
Sevdam mıydı yüreğimi parçalayan,
Sevdayı mı parçalardı yüreğim, bilinmez
Koşacak mıyım ben de çiçeklerin arasında
Yoksa solacak mı yüreğim aniden, bilinmez
Çok mu şey öğrendim dünya avuntusundan
Ya da dünya kadar mı gafletim, bilinmez
Ölür müydüm ben de bacağı kırılan atlar gibi
Kanadı kırılmış bir kelebek miyim, bilinmez
Yalnızlık mı üşütüyor çelimsiz bedenimi
Hatıralar mıydı asıl soğuk olan, bilinmez
Karanlık siliniyor gökyüzünden, güneş mi doğuyor
Yahut gözlerin mi aydınlatıyor geceyi, bilinmez
Silinir gider miydin süratle, aklımdan
Yoksa her lahza seninle mi geçerdi, bilinmez
Bilinmez sevgim sana olan, bilinmez
Bir Allah bilir bir ben başkası hiçbir zaman bilemez.
M.S.Ç
Sevdam mıydı yüreğimi parçalayan,
Sevdayı mı parçalardı yüreğim, bilinmez
Koşacak mıyım ben de çiçeklerin arasında
Yoksa solacak mı yüreğim aniden, bilinmez
Çok mu şey öğrendim dünya avuntusundan
Ya da dünya kadar mı gafletim, bilinmez
Ölür müydüm ben de bacağı kırılan atlar gibi
Kanadı kırılmış bir kelebek miyim, bilinmez
Yalnızlık mı üşütüyor çelimsiz bedenimi
Hatıralar mıydı asıl soğuk olan, bilinmez
Karanlık siliniyor gökyüzünden, güneş mi doğuyor
Yahut gözlerin mi aydınlatıyor geceyi, bilinmez
Silinir gider miydin süratle, aklımdan
Yoksa her lahza seninle mi geçerdi, bilinmez
Bilinmez sevgim sana olan, bilinmez
Bir Allah bilir bir ben başkası hiçbir zaman bilemez.
M.S.Ç
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)